Trump’ın ikinci ABD Başkanlığının en büyük vaatlerinden olan dev sınır dışı operasyonu eleştirilerin hedefinde. “Sözler tutuldu” açıklaması yapan Trump’ın basın sekreteri Karoline Leavitt, şimdiye kadar 538 yasadışı göçmenin tutuklandığını ve yüzlercesinin askeri uçaklarla sınır dışı edildiğini bildirdi. ABD’ye kaçak geçiş yapan ve tutkuklu bulunan 80 bin Türk vatandaşı da sınır dışı riskiyle karşı karşıya. Buna karşın bir federal yargıç, Trump’ın doğuştan Amerikan vatandaşlığı kısıtlama girişimini geçici olarak engelledi. Peki ABD Anayasasına göre doğuştan vatandaşlık ne demek? Göçmenlere ne olacak? Trump’ın bu sert adımlarına karşı hangi sesler yükseliyor? (Haber: Derya Doğan)
ABD’nin 47. Başkanı Donald Trump, ikinci dönemine ülkeye girişleri elden geçirmeyi amaçlayan sert adımlarla başladı.
Trump’ın basın sekreteri Karoline Leavitt, yeni başkanın göreve gelmesine birkaç gün kala toplu bir operasyonla 538 yasadışı göçmenin tutuklandığı ve yüzlercesinin askeri uçaklarla sınır dışı edildiğini açıkladı.
Leavitt, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Tarihteki en büyük kitlesel sınır dışı operasyonu devam ediyor. Sözler verildi. Sözler tutuldu” dedi.
Trump, güney sınırında “ulusal acil durum” ilan eden emirler imzaladı ve “suçlu yabancıları” sınır dışı etme sözü verirken bölgeye daha fazla asker konuşlandırılacağını duyurdu.
ABD basınına göre Meksika sınırına 10 bine kadar asker konuşlandırılacağı belirtiliyor.
Newark Belediye Başkanı Ras J. Baraka, yaptığı açıklamada Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza ajanlarının yerel bir işletmeye baskın düzenlediğini, vatandaşların yanı sıra belgesiz sakinleri de arama emri olmaksızın gözaltına aldığını açıkladı.
Hafta başında Cumhuriyetçilerin liderliğindeki ABD Kongresi, yabancı uyruklu zanlıların tutukluluk sürelerinin uzatılmasını öngören bir yasa tasarısına yeşil ışık yakmıştı.
Bununla birlikte bir federal yargıç, dün verdiği kararla, Trump’ın ABD’de doğuştan vatandaşlığı kısıtlama girişimini geçici olarak engelledi.
Böylece liberal eyaletler yeni başkanın sert gündemine karşı ilk zaferlerini kazanmış oldu.
Karar, Trump’ın ikinci dönem için yemin etmesinden birkaç saat sonra imzaladığı en tartışmalı icra emirlerinden birinin uygulanmasını 14 gün süreyle durduruyor.
ABD Bölge Yargıcı John Coughenour, Washington’daki duruşmada, “Bu açıkça anayasaya aykırı bir emirdir” dedi.
Cumhuriyetçi bir başkan olan Ronald Reagan tarafından atanan Coughenour, “Kırk yılı aşkın süredir kürsüdeyim, sunulan sorunun bu kadar açık olduğu başka bir dava hatırlamıyorum” diye konuştu.
Doğuştan vatandaşlık hakkı, ABD topraklarında doğan herkesin vatandaş olduğunu hükme bağlayan 14. Değişiklik kapsamında ABD Anayasası’nda yer alıyor.
Yasa şöyle diyor: “Amerika Birleşik Devletleri’nde doğan veya vatandaşlığa kabul edilen ve bu ülkenin yargı yetkisine tabi olan herkes, Amerika Birleşik Devletleri’nin ve ikamet ettiği eyaletin vatandaşıdır.”
Trump’ın emri, Amerika Birleşik Devletleri’nde yasadışı olarak ya da vize ile bulunan herkesin ülkenin “yargı yetkisine tabi” olmadığı ve dolayısıyla bu kategorinin dışında tutulduğu fikrine dayanıyordu.
Trump’ın kaçak göçmenler için verdiği emir son 4-5 yıldır artan şekilde ABD’ye kaçak şekilde giren Türk vatandaşlarının durumunu da gündeme getirdi.
ABD Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi’nin (CBP) resmi verileri Ocak 2021 ve Ağustos 2024 tarihleri arasında toplam 55 bin 808 Türkiye vatandaşının kaçak yollarla geldiğini gösteriyodu.
Bu rakamın şu an 60 bini geçtiği tahmin ediliyor. Meksika ve Kanada sınırından yasadışı yollarla ABD’ye giren Türk vatandaşlarının çoğu yakalandı.
ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi’nin (ICE) resmi verilerine göre, kaçak giriş yaptıktan sonra gözaltına alınan ve ABD tutukevlerinde tutulan Türkiye vatandaşlarının sayısı da yakın zamana kadar 15 bin 151 kişiydi. Bu Türk vatandaşları, “kamp” adıyla ifade edilen ancak içeride kalanların “cezaevi” olarak tanımladığı tutukevlerinde bulunuyor.
Kaçak geçiş yapanlar ile tutkuklu bulunanların sayısının 80 bini geçtiği tahmin ediliyor. Bu kişilerin tümü şu an sınırdışı edilebilir.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Trump tarafından imzalanan ve ABD’nin güney sınırındaki göçmen akışını durdurmayı amaçlayan bir dizi kararname ile özellikle çatışma ve istismardan kaçan insanlar için düzenli göç yollarının fiilen kapatılmış olduğunu belirtti.
HRW’ye göre bu kararnameler, ABD’nin mültecileri yeniden yerleştirmesini süresiz olarak askıya alıyor, Kübalılar, Haitililer, Nikaragualılar ve Venezuelalılar için şartlı tahliye programlarını sonlandırıyor, CBP-One uygulamasının (ABD Gümrük ve Sınır Koruma (CBP) tarafından geliştirilen mobil uygulama) kullanımını durduruyor ve Joe Biden’ın “Birleşik Devletler dınırında sığınmacıların güvenli ve düzenli bir şekilde işlem görmesini sağlamak için” verdiği idari emri iptal ediyor.
HRW, açıklamasında “Peki güvenli, düzenli ve yasalara uygun yolların yokluğunda ne olur?” sorusunu şöyle yanıtlıyor:
“Kanunsuzluk ve kaos, ayrıcalıklılarla istenmeyenleri birbirinden ayıran duyarsız duvarların her iki tarafında da acımasız uygulayıcılar. Bu emirler yürürlükte kalırsa, Trump’ın ayrımının hangi tarafında olursak olalım, dünya herkes için kesinlikle daha tehlikeli ve daha az insani bir yer haline gelecektir.”
Geçtiğimiz yıl ABD’de yasadışı olarak yaşayan Venezuela vatandaşı bir kişi tarafından öldürülen Georgia’lı bir hemşirelik öğrencisinin adını taşıyan Laken Riley Yasası, çarşamba günü Temsilciler Meclisi’nde 263’e karşı 158 oyla kabul edildi.
Yasaya göre, kuvvetler hırsızlık, gasp ve soygun gibi suçları işlemekle itham edilen belgesiz göçmenleri hüküm giymeden önce bile gözaltına alabilecek.
Bu durum, yaralanma ya da ölümle sonuçlanan her türlü suçun yanı sıra polis memuruna saldırı gibi suçları da kapsayacak.
Eyalet hükümetlerine, eyaletlerine zarar verdiğine inandıkları göçmenlik uygulama kararları konusunda federal hükümete dava açma yetkisi veren tasarı, ABD’de göçmenlik politikası konusunda giderek büyüyen bölünmeyi derinleştiriyor.
Demokrat milletvekilleri ve savunucu gruplar tasarıyı göçmenlerin yasal süreç haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle kınadı.
Trump yönetimini sert bir dille eleştiren ve Filistinlilerin haklarını savunan Kongre üyesi Rashida Tlaib, tasarının Trump’ın uzun zamandır vaat ettiği toplu sınır dışı işlemlerinin başlangıcı olabileceğini savundu.
Tlaib, tasarıyı milyonlarca belgesiz göçmeni cezai bir mahkumiyete gerek duymadan sadece suçlamalara dayanarak hedef almakla suçladı. Tasarının ailelerin ayrılmasına yol açacağı ve ırksal gerilimleri körükleyeceği uyarısında bulundu.
Tlaib yaptığı açıklamada “Yeni Kongre’nin ilk yasa tasarısının milyonlarca komşumuzun sırtına bir hedef koyması ve mahallelerimizin askerileştirilmesini arttırması utanç vericidir” dedi.
Kongre üyesi Chuy Garcia da tasarıyı “göçmenleri kriminalize eden” ve aynı zamanda özellikle özel hapishane endüstrisindeki zengin şirketlere fayda sağlayan bir mekanizma olarak kınadı.
İnsan hakları örgütleri de endişelerini dile getirmeye devam ediyor.
Asyalı Amerikalılar Yasal Savunma ve Eğitim Fonu (AALDEF) Laken Riley Yasasını “Kongre’nin yakın tarihte kabul ettiği en radikal yabancı düşmanı yasa tasarısı” olarak nitelendirdi.