SON DAKİKA HABERİ: Lütfü Savaş CHP’den ihraç edildi

SON DAKİKA HABERİ: Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi

SON DAKİKA HABERİ: Kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilen CHP’li Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş partisinden ihraç edildi.

Son dakika haberi! Adaylığı tartışma konusu olan CHP’li eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, “kesin ihraç” istemiyle disipline sevk edilmişti. Disiplin Kurulu yaptığı toplantıda Savaş’ın CHP’den ihraç edilmesine karar verdi. 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’ne Cumhuriyet Halk Partisi’nin Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak giren Lütfü Savaş, kesin olmayan sonuçlara göre seçimi 2’inci sırada tamamlamıştı.

Milyonlarca insan aynı belirtiden şikayet ediyor! Bilim insanları uyardı: Kanserin ilk sinyali olabilir

Milyonlarca insan aynı belirtiden şikayet ediyor! Bilim insanları uyardı: Kanserin ilk sinyali olabilir

İngiliz bilim insanları öncülüğünde yapılan yeni bir araştırma, özellikle yaşlı erkeklerde görülen yorgunluk belirtisinin, kanserin ilk sinyali olabildiğini ortaya koydu. Uzmanlar, aynı yaş grubundaki kadınlarda aynı tehlikenin görülmediğini belirtti.

Kanser ve yaş arasındaki bağlantının incelendiği yeni bir araştırma, yorgunluktan şikayet eden yaşlı erkeklerde kanser şüphesinin dikkate alınması gerektiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, halsizlik şikayetiyle doktora başvuran 80’li yaşlardaki erkeklerin, kanser riski taşıma olasılıkları epey yüksek.
Ses getiren araştırmada, 2007-2017 yılları arasında halsizlik nedeniyle doktora başvuran 300 binden fazla hasta ile kontrol grubu olarak kabul edilen yaklaşık 425 bin kişinin verileri analiz edildi.
British Journal of General Practice dergisinde yayımlanan çalışmada, kadınların erkeklere göre daha az risk altında olduğu da tespit edildi. Bunun nedeni ise erkeklerin kansere dair belirtileri, daha uzun süre görmezden gelmeleri ve erken teşhis ihtimalini azaltmaları olarak açıklandı.
Söz konusu bulguların yalnızca İngiltere’deki hastalarla sınırlı olduğunu belirten bilim insanları, COVID sonrası hastalarda da benzer sonuçların görülüp görülmediğinin incelenmesi için daha geniş çaplı araştırmalar yapılması gerektiğini vurguladı.
Uzmanlar, kanser riskinin yaşla paralel olarak arttığını ve 85-89 yaş arası bireylerin kansere yakalanma olasılıklarının endişe verici düzeyde yüksek olduğunu ifade etti.
Yorgunluk, kanserin yaygın belirtilerinden biri olarak kabul edilse de, altında daha farklı sağlık sorunları yatıyor olabilir. Kanserin, büyüyen tümörler yoluyla vücuttan besinleri ve kalorileri emmesi nedeniyle halsizliğe neden olduğu ve hormon üretimini etkileyerek yorgunluğa yol açtığı biliniyor.
Uzmanlar, yorgunluk hissi yaşayan kişilerin erken teşhis için aile hekimlerine başvurmalarını tavsiye ediyor. Kanser riski düşük olsa bile, hastalık ne kadar erken teşhis edilirse tedavisi o kadar kolay oluyor. Yorgunluğa stres, depresyon ve hormonal sorunlar gibi başka faktörlerin de neden olabileceğini vurgulayan uzmanlar, olası kanser riskini karşı bu tür belirtiler taşıyan herkesin bir sağlık profesyoneline danışması gerektiğinin altını çiziyor.
Kanser, vücuttaki normal hücre büyüme ve yenilenme süreçlerini bozarak, enerji dengesini etkileyebilir. Bu durum, vücudun aşırı enerji harcamasına yol açarak, yorgunluk hissine neden olabilir. Kanserin bazı türleri, metabolizma üzerinde olumsuz etkiler yaratarak kişinin daha hızlı yorulmasına zemin hazırlayabilir.
Kanser tedavisi sırasında ortaya çıkan bir diğer önemli etken ise anemidir. Anemi, kandaki kırmızı kan hücrelerinin azalması ile karakterize olup, bu durum vücudun yeterince oksijen taşıyamamasına yol açar ve genellikle halsizlik ve yorgunluk gibi belirtilere neden olur. Kanser tedavisi aynı zamanda bağışıklık sistemini de yıpratır, bu da yorgunluğu artırabilir.
Kanser tedavisi gören birçok hastada uyku düzeni bozulabilir. Tedavi sırasında yaşanan ağrı, stres ve diğer yan etkiler uyku kalitesini olumsuz yönde etkiler. Bu durum, hastaların yaşam kalitesini düşürür ancak doğru tedavi ve destekle yönetilebilir.

Üçüncü dünya savaşında en çok kayıp verecek ülkeler: Hangi ülke, ne kadar kayıp verebilir?

Üçüncü dünya savaşında en çok kayıp verecek ülkeler: Hangi ülke, ne kadar kayıp verebilir?

Modern dünyanın en büyük felaketi olarak değerlendirilen olası bir üçüncü dünya savaşı, tüm gezegeni geri dönülemez bir yıkıma sürükleyebilir. Tarih boyunca savaşlar milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine yol açarken, günümüzün gelişmiş silah teknolojileri ve nükleer tehditleri, böylesi bir çatışmanın sonuçlarını daha da korkunç hale getiriyor. Peki, üçüncü dünya savaşında en çok kayıp verecek ülkeler kimler? Hangi ülke, ne kadar kayıp verebilir?

Uzmanlar ve yapay zeka analizleri, jeopolitik konum, nüfus yoğunluğu ve stratejik altyapılar gibi faktörlere dayanarak, ülkelerin olası kayıp oranlarını hesapladı.
Tahminler, dünya genelinde milyonlarca insanın etkileneceğini ve bazı ülkelerde nüfusun neredeyse yarısının kaybedilebileceğini ortaya koyuyor.İşte olası bir üçüncü dünya savaşında en çok kayıp verecek olan ülkeler;
Küresel ekonomik istikrarsızlıktan etkilenebilir ancak coğrafi uzaklığı nedeniyle doğrudan saldırılardan korunabilir.
ABD ile ittifakı büyük şehirleri risk altına sokarken, düşük nüfus yoğunluğu toplam kaybı sınırlandırabilir.
Jeopolitik izolasyonu doğrudan etkilenme riskini düşürse de ekonomik bozulma kaçınılmaz olabilir.
Adalara yayılan büyük nüfus, savaşın etkilerini hafifletebilir.
ABD’ye coğrafi yakınlığı, sınır bölgelerinde riskleri artırıyor.
Asya’ya yakınlığı ve Batılı ittifakları nedeniyle stratejik tehdit altında.
Süveyş Kanalı gibi stratejik altyapılar hedef haline gelebilir.
NATO’daki rolü ve stratejik konumu, büyük şehirlerde yüksek risk yaratıyor.
Merkezi rolü stratejik hedef olmasına yol açsa da düşük nüfus yoğunluğu kayıpları sınırlandırabilir.
Coğrafi konumu ve stratejik önemi nedeniyle savaşın odak noktalarından biri olabilir.
Geniş nüfusu ciddi kayıplara yol açabilir ancak kırsal bölgeler risk oranını azaltabilir.
NATO üyeliği ve nükleer güç statüsü stratejik hedefler arasında yer almasına neden oluyor.
Petrol altyapıları saldırılara açık durumda.
Rusya’ya yakınlığı ve NATO’daki rolü nedeniyle risk altında.
Yoğun nüfuslu şehirler, yüksek kayıplara yol açabilir.
Bölgesel gerilimler ve büyük şehirleri riskli hale getiriyor.
Stratejik önemi ve küçük coğrafyası savunmasızlığını artırıyor.
Doğu Asya’daki konumu ve yoğun nüfuslu şehirleri yüksek risk taşıyor.
Ortadoğu’daki stratejik önemi, onu öncelikli hedef haline getiriyor.
Küresel askeri varlığı ve büyük kent merkezleri savaşta büyük risk altında.
Yoğun nüfuslu şehirleri ve çevresindeki gerilimler, kayıpların oranını artırıyor.
Kuzey Kore’ye olan yakınlığı nedeniyle ağır kayıplar yaşayabilir.
Süregelen çatışmalar ve stratejik konumu, büyük kayıplara yol açabilir.
Sınır bölgelerindeki nüfusu ve stratejik hedefleri nedeniyle yüksek risk altında.
İzole yapısı ve nükleer tehditlerin odak noktası olması en ağır kaybı yaşayabileceğini gösteriyor.

“Pedofili adası” için 73 sayfalık rapor: Dokunmak yok, selfie yasak

Galler’deki Caldey adasında yer alan manastırda bir keşişin onlarca çocuğa tecavüz ettiğinin ortaya çıkmasının ardından 73 sayfalık önlem raporu yayınlandı. Çocuklara yönelik cinsel istismarla anılan manastırda şimdi “dokunmak yok” politikası uygulanacak. Keşişlerin ziyaretçilerle selfie çekmesine izin verilmeyecek.

Onlarca çocuğun yıllar boyunca bir keşiş tarafından cinsel istismara uğradığı Galler’deki Caldey adasında bulunan manastır, bir dizi koruma önerisini uygulamaya koyma sözü verdi.
Önlemler arasında, manastır topluluğu üyelerinin ziyaretçilerle kurabilecekleri temaslara katı sınırlamalar getirilmesi de var.
Caldey Adası’ndaki keşişlerin ziyaretçilere sorulsa bile dini ya da pastoral tavsiyelerde bulunmalarına ya da onlarla selfie çektirmelerine izin verilmeyecek.
Ayrıca “dokunmak yok” politikası kapsamında kazara gerçekleşen fiziksel temasları rapor etmekle yükümlü olacaklar.
Tavsiyeler, Peder Thaddeus Kotik’in Sistersiyen rahipler topluluğuna ev sahipliği yapan adada, neden “göz önünde” erkek ve kız çocuklarını tımar edebildiğini, onlara tecavüz edebildiğini ve cinsel tacizde bulunabildiğini inceleyen 73 sayfalık bir raporda yer alıyor.
Rapor, cinsel suçlarla suçlanan ya da hüküm giyen diğer dört erkeğin Pembrokeshire sahili açıklarındaki adada nasıl yaşayabildiklerini de inceliyor.
The Guardian gazetesine konuşan Caldey Adası Hayatta Kalanlar Kampanyası’nın kurucusu Kevin O’Connell, tavsiyelerin yasal bağlayıcılığı olmadığı için incelemenin yeterince ileri gitmediğini düşünüyor.
Connell, hayatta kalanların adadaki insanların korunmasında büyük bir rol oynaması gerektiğini belirterek,“Başkalarının göremediği tehlikeleri ancak cinsel istismardan kurtulanlar görebilir” dedi.
Caldey’in şu anki başrahibi Peder Jan Rossey, 2017 yılında Guardian tarafından ortaya çıkarılan istismar ve örtbas edilmesi nedeniyle özür diledi.
Rossey, “Peder Thaddeus Kotik tarafından istismara uğrayan çocukların çektiği büyük acıları ve bunu gizli tutan kapalı gizlilik ve örtbas kültürünü derin bir üzüntü ve esefle okudum” dedi.
Çocukların istismarını durdurmak için fırsatların kaçırıldığının açık olduğunu söyleyen Rossey, şunları söyledi: “Çocukların yetişkinlere seslendiğini ve hiçbir önlem alınmadığını duymak özellikle yürek parçalayıcıdır. Çocuklar ve aileleri desteklenmeleri ve dinlenmeleri gerekirken başarısızlığa uğratılmışlardır. İstismarların yasal makamlara bildirilmesi gerekirdi.”
Peder Rossey, “Manastır topluluğu adına, Thaddeus Kotik’in istismarı ve geçmişte çocukların ve ailelerinin korunmaması nedeniyle zarar gören ve acı çeken herkesten içtenlikle özür diliyorum” diye konuştu.
İstismarın, manastır veya rahiplik mesleği nedeniyle güven konumunda olan kişiler tarafından işlenmesi ve gizlenmesinin özellikle “iğrenç” olduğunu belirtti.
Rossey, 2023’te başrahip olduğundan beri “açıklık ve şeffaflık kültürü” yaratmaya kararlı olduğunu sözlerine ekledi.

Rusya, Esad’ı deviren muhaliflerle temasta: Kremlin’den Suriye açıklaması

Rusya, Esad'ı deviren muhaliflerle temasta: Kremlin'den Suriye açıklaması

Moskova, Suriye’deki durumun istikrara kavuşmasını istediklerini açıkladı. Kremlin Sözcüsü Peskov, “Üslerimizin ve diplomatik misyonlarımızın güvenliğinin sağlanması büyük önem taşıyor” dedi. Peskov, İsrail’in Golan Tepeleri ve tampon bölgedeki eylemlerini eleştirerek, saldırıların Suriye’deki durumun istikrarına katkı sağlamayacağını belirtti.

Moskova, Suriye’deki son duruma ilişkin yeni bir açıklama yaptı.
”Durumun bir an önce istikrara kavuşmasını istiyoruz” diyen Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, “Üslerimizin ve diplomatik misyonlarımızın güvenliğinin sağlanması büyük önem taşıyor” diye ekledi.
Peskov, Esad’ın düşmesiyle Rusya’nın Ortadoğu’daki etkisinin zayıflayıp zayıflamadığı sorusuna, önceliğin Ukrayna’daki askeri operasyon olduğunu söyleyerek yanıt verdi.
İsrail saldırılarına ilişkin ise “Golan Tepeleri ve tampon bölgedeki eylemlerin Suriye’deki durumun istikrarına katkı sağlaması mümkün değil” şeklinde konuştu.
“Suriye’deki durumu kontrol edenlerle temaslarımızı sürdürüyoruz” diyen Peskov, “Rusya’nın bölgedeki tüm ülkelerle diyaloğu var, bunu sürdürmek niyetindeyiz” dedi.
Peskov, Lavrov’un Esad’a güvenli geçiş için yürüttüğü diplomasiyle ilgili soruya ise yanıt vermedi.

Golan Tepeleri nerede, İsrail için neden önemli? Golan Tepeleri’nin haritadaki yeri

Golan Tepeleri nerede, İsrail için neden önemli? Golan Tepeleri'nin haritadaki yeri

Golan Tepeleri’nin nerede olduğu, dünya gündemini yakından takip eden birçok kişi tarafından merak ediliyor. İsrail ordusunun Suriye’deki son gelişmeleri bahane ederek işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgeyi ele geçirmesinin ardından bölgenin önemi ve İsrail için neden bu kadar önemli olduğu araştırılıyor. Peki, Golan Tepeleri nerede? Golan Tepeleri, İsrail için neden önemli?

Golan Tepeleri, Levant’ta yaklaşık 1800 kilometrekarelik bir bölgedir. “Golan Tepeleri” olarak tanımlanan bu bölge, disiplinler arasında farklılık gösterir. Jeolojik ve biyocoğrafik bir bölge olarak Golan Tepeleri, güneyde Yermuk Nehri, batıda Celile Denizi ve Hula Vadisi ile sınırlanan bazaltik bir platoyu ifade eder. Sosyo-politik olarak Suriye’nin güneybatı, İsrail’in ise kuzeydoğu ucundaki bir bölgedir. Lübnan ve Ürdün ile komşudur. Bir bölümü Kuneytire Valiliği, bir bölümü Dera Valiliği’nin sınırları içinde kalır. GOLAN TEPELERİ NEREDE? Batıdan Taberiye Gölü ve Marj Al-Hula ovası, doğudan Er-Rakkad Vadisi, Kuzeyden Saar Vadisi ve Harmun dağı, Güneyden ise Yarmuk nehri Golan Tepeleri’nin doğal sınırlarını oluşturmaktadır. Toplam yüzölçümü 1860 km2 olarak tahmin edilen Golan Tepeleri’nin idarî merkezi olan Kuneytire kenti, Suriye’nin başkenti Şam’ın 67 km batısındadır.GOLAN TEPELERİ İSRAİL İÇİN NEDEN ÖNEMLİ? Golan Tepeleri’ni İsrail için önemli kılan etkenlerin başında güvenlik ve su geliyor. Bölge güvenlik açısından göz ardı edilemeyecek kadar jeostratejik bir konumda ve zengin su yataklarına sahip. İsrail toplam su ihtiyacının üçte birini Şeria Nehri ve Golan Tepeleri’ndeki su kaynaklarından temin ediyor. Bölgenin en yüksek noktalarından biri olan ve Şam’a sadece 60 kilometre uzaklıkta bulunan Golan Tepeleri’ni elinde tutan İsrail, bu sayede komşu ülkelere karşı büyük bir stratejik avantaj sağlıyor. Uluslararası hukuka göre Suriye toprağı olan ancak fiilen İsrail’in işgali altında bulunan Golan Tepeleri’nin bu iki ülke dışında Lübnan ve Ürdün’le de sınırı bulunuyor. Yahudilere ait kutsal metinlerde birçok kez Golan bölgesine atıfta bulunulması da bölgeyi çoğu dindar Yahudi’nin gözünde kutsallaştırıyor. Bu tür nedenlerle İsrail iç siyasetinde de önemli bir yer tutan Golan Tepeleri, İsrail tarafından “ülkelerinin vazgeçilmez bir parçası” olarak görülüyor.

Galatasaray’ın doktoru sakat futbolcuların son durumlarını açıkladı: Malmö ve Trabzonspor maçlarında oynayacaklar mı?

Galatasaray'ın doktoru sakat futbolcuların son durumlarını açıkladı: Malmö ve Trabzonspor maçlarında oynayacaklar mı?

Süper Lig’de lider durumunda olan ve Avrupa’da sahaya çıkmaya hazırlanan Galatasaray’dan sakat futbolcuların son durumlarıyla ilgili açıklama geldi. Peki sakat dört futbolcu Avrupa’daki Malmö ve Süper Lig’deki Trabzonspor maçlarında formya giyecek mi? İşte özel tedaviler uygulanan Barış Alper Yılmaz, Victor Osimhen, Abdülkerim Bardakcı ve Ismail Jakobs’un son durumu…

Galatasaray’da sakatlıkları bulunan dört futbolcuyla ilgili olarak kulübün doktoru Yener İnce’den açıklama yapıldı.İnce, aşil tendonun sorun olan Ismail Jakobs’un iyi durumda olduğunu ve maç performansını görebilmek için saha çalışmalarının devam etmesinin gerektiğini ifade etti.
Abdülkerim Bardakcı’yı özel iğnelerle sahada tuttuklarını belirten İnce, maç programının yoğun olması sebebiyle futbolcunun da risk aldığını ve sahalara erken döndüğünü vurguladı.
Barış Alper Yılmaz’ın çok ciddi bir sakatlık riskinden döndüğünün altını çizen Yener İnce, futbolcunun dizinde bir esneme ve ayak bileğinde de yaralanma olduğunu ifade ederek, durumuna maç maç bakacalarını dile getirdi.
Doktor İnce, Barış Alper için, “Malmö maçında olmayacak. Trabzonspor maçı için de bir şey söyleyemiyorum. Net bir şey söylemek için erken.” diye konuştu.
İnce, Victor Osimhen’in ise arka adalesinde bir gerllme yaşandığını ve tedavisinin hızlı şekilde devam ettiğini belirtti.

Meclis’te kayyum görüşmesi: CHP ve MHP bir araya geliyor

Meclis'te kayyum görüşmesi: CHP ve MHP bir araya geliyor

Siyasette belediyelere kayyum atamalarına ilişkin tartışmalar devam ediyor. Bugün, saat 13.30’da Meclis’te CHP’nin ve MHP’nin kurmayları kayyum gündemiyle bir araya gelecek.

Son dakika haberi! Kayyum atamalarına ilişkin tartışamlar sürüyor.

5 Haziran’da Hakkari’ye kayyum atılmasıyla tartışma başlamıştı. 31 Ekim’de CHP’li Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanmasıyla tartışma alevlenmişti. Toplamda 6’si DEM Partili, 2’si CHP’li belediye olmak üzere 8 belediyeye kayyum atanmıştı.

“BU İŞİ TARTIŞMAK ZORUNDAYIZ”

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, son günlerde yaşanan belediyelere kayyum atanması tartışmalarına ilişkin “Tutuklamalar ya da son uygulamalarla kayyum atamalarının önüne geçmek için biz, Seçim Kanunu’nu, Siyasi Partiler Kanunu’nu yeniden ele alıp soğukkanlılıkla, suçsuzluk karinesini unutmadan bu işi tartışmak zorundayız. Onun için de bu kanunlara ihtiyaç vardır.” ifadelerini kullanmıştı.

Bu açıklamaların ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yılmaz’ın açıklamalarının çok önemli olduğunu ifade etmiş ve “Bu sözlerinin arkasındaysa MHP ile görüşmek isteriz.” demişti.

BUGÜN BİR ARAYA GELECEKLER Bu açıklamaların ardından MHP ile CHP arasında temas oluştu. CHP ve MHP’li kurmaylar, bugün saat 13.30’da Meclis’te bir araya gelecek.

CHP adına toplantıya Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ile Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi katılacak. Toplantıya MHP adına ise Grup Başkanvekili Erkan Akçay ile Sakarya Milletvekili Levent Bülbül katılacak.

Kambur balinanın rekor kıran rotası: 13 bin kilometrelik yolculuk!

Kambur balinanın rekor kıran rotası: 13 bin kilometrelik yolculuk!

Son araştırma, erkek kambur balinanın tipik göç mesafesinin neredeyse iki katı kadar yol kat ettiğini ortaya çıkardı. Kambur balina, Güney Amerika’dan Afrika’ya 13 bin kilometreden fazla yol giderek rekor bir yolculuk yaptı. Peki kambur balina aradan geçen yıllara rağmen nasıl tespit edilebildi? İşte kambur balinanın rekor kıran yolculuğu…

Son araştırmalar, bir kambur balinanın Güney Amerika’dan Afrika’ya 13 bin kilometreden fazla yolculuk yaptığını ve bunun şimdiye kadar tek bir balina için kaydedilen en uzun mesafe olduğunu ortaya çıkardı.
Royal Society Open Science dergisinde yayımlanan yeni araştırmada, ilk olarak Kolombiya kıyılarında görülen ve yaklaşık on yıl sonra Afrika’nın Zanzibar kentinde kayıt altına alınan erkek kambur balinanın görüntüleri kaydedildi.
Southern Cross Üniversitesi’nde balina biyoloğu olan ortak yazar Ted Cheeseman, kat edilen mesafenin alışılmadık olduğunu, tipik göç mesafesinin neredeyse iki katı olduğunu ve balinanın normal yaşam alanının çok dışına çıktığını söyledi.
Araştırmacılar balinanın nasıl karşılanmış olabileceğinden emin değil.
Bir balinanın kuyruğu veya “kuyruk izi”, bir parmak izi kadar benzersiz.
Araştırmacılar, yüz tanıma sisteminin değiştirilmiş bir biçimini kullanarak balinayı kuyruk hareketlerinden tanımlamayı başardı.
Uzmanlar, her birinin kendine özgü farklı desenleri, pigmentasyonu ve yara izleri olduğunu belirterek, “Bu, kimliklerinin beş metrelik bir pankartı gibidir” diyor.

Esad gitti Captagon cumhuriyeti bitti: 5 milyar dolar kazanıyordu

Esad gitti Captagon cumhuriyeti bitti: 5 milyar dolar kazanıyordu

Beşar Esad’in Suriye’den kaçmasının ardından ülkedeki uyuşturucu madde üretiminin de durması bekleniyor. Suriye, Captagon’dan yılda en az 5 milyar dolar gelir elde ediyordu. Captagon, Esad yönetimine bağlı grupların en önemli gelir kaynağıydı, Esad’ın kardeşinin başında olduğu 4. Tümen, uyuşturucu ticaretinin karargahı olarak nitelendiriliyordu. Esad’ın iki kuzeni de ticaretin başındaydı ve bir süredir yaptırımların hedefindeydi. HTŞ Lideri Colani de Şam’a girdiğinde ilk açıklamalarında Esad yönetiminin Captagon ticaretiyle ayakta durduğunu söyledi.

Hap ya da toz halinde satılan Captagon, Orta Doğu’da popüler olan, yüksek derecede bağımlılık yapıcı, amfetamin benzeri bir uyuşturucu. Suriye ve Lübnan’da üretilen bu uyuşturucu özelllikle Suudi Arabistan’da büyük bir pazara sahip. Ana geçiş rotası ise Suriye üzerinden Ürdün. Ürdün uzun yıllardır Suriye’li uyuşturucu kaçakçılarıyla mücadele etmeye çalışıyor. İnsansız hava araçları, özel araçlar bile kullanan kaçakçılar, zınırı geçmeyi başarıyordu. İngiltere, ABD ve Avrupa Birliği, geçtiğimiz yıllarda, aralarında Beşar Esad’ın iki kuzeninin de bulunduğu bazı kişilere, Captagon ticaretine karıştıkları şüphesiyle yaptırım uygulamaya başladı. Suriye’nin narko-devletinde çok sayıda üst düzey yöneticinin uyuşturucu ticaretine karıştığını gösteren kanıtlar bulunuyor. Örneğin, Esad’ın küçük kardeşi tarafından yönetilen 4. Tümen, tamamen kaçakçılık işine bulaşmış bir birlik olarak biliniyordu. 4. Tümen, Suriye ordusu’nun seçkin bir birimi. Görevi, hükümeti iç ve dış tehditlerden korumak. Tümen, 2018’den beri Devlet Başkanı Beşar Esad’ın küçük kardeşi Mahir Esad tarafından yönetiliyor. Batılı ülkeler Mahir Esad’a, Suriye’de iç savaşı sırasında gösterileri acımasız yöntemlerle bastırması nedeniyle yaptırım uyguluyordu. Mahir Esad’ın adı ayrıca kimyasal silah kullanıldığı iddialarında da geçiyor.Captagon, yüksek derecede bağımlılık yapmasıyla biliniyor.

ESAD’IN KARDEŞİ İŞİN BAŞINDAYDI

Yaptırımlar ve savaş nedeniyle felce uğrayan Suriye ekonomisi uzun süredir çökmek üzereydi. Analistler, ülkenin kârlı küçük Captagon hapına giderek daha bağımlı hale geldiğini söylüyordu. BBC’ye konuşan ABD’nin eski Suriye Özel Temsilcisi Joel Rayburn, “Gelirlerin ölçeği, Suriye’nin bütçesini gölgede bırakıyor. Captagon gelirleri durursa veya ciddi şekilde sekteye uğrarsa, Esad rejiminin ayakta kalabileceğini düşünmüyorum” demişti.

Esad ailesinin uyuşturucu ticaretine karıştığına dair daha fazla kanıt zaten vardı. Hassan Daqqou isimli bir Lübnan ve Suriye hakkında açılan davada, basın sanığa “Captagon kralı” adını verdi. 2021 yılında Lübnan’da görülen davada,  Daqqou, Malezya’da büyük miktarda uyuşturucu ele geçirildikten sonra Captagon kaçakçılığından suçlu bulundu. Nakliyat kapsamında, piyasa değerinin 1 milyar ile 2 milyar dolar arasında değiştiği tahmin edilen yaklaşık 100 milyon hap, Suudi Arabistan’a gönderilecekti. Bu nedenle operasyon, tarihin en büyük uyuşturucu baskınlarından birine dönüştü. Daqqou, davada, Captagon kaçakçılarıyla savaşmak için Suriye ordusunun 4. Tümeni ile işbirliği yaptığını söyledi ve kanıt olarak 4. Tümen kimlik kartını mahkeme heyetine sundu.

Dava dosyasındaki bir belgede Daqqou’nun “Patron” dediği birine gönderdiği WhatsApp mesajları da vardı. Telefon numarasının,  Suriye’li Tümgeneral Ghassan Bilal’e ait olduğunu doğruladı.

4.TÜMEN UYUŞTURUCU KARARGAHI

General Bilal, Mahir Esad’dan sonra 4. Tümen’de 2 numaralı isim. Bilal’in Zırhlı Tümen’in güçlü güvenlik bürosunu yönettiği anlaşılıyor. WhatsApp mesajlarında Daqqou, “Patron” ile Captagon olduğu belirtilen “malların”, Suriye’de 4. Tümen’in büyük bir üssünün bulunduğu Saboora kasabasına taşınmasını ve güvenlik izinlerinin yenilenmesini tartışmıştı.

Suriye hükümetinin 2021 yılında Captagon satışından 5 milyar dolardan fazla kazanç elde ettiği tahmin ediliyor.   Uyuşturucu satıcıları sıklıkla Körfez ülkelerinin zengin şehirlerini hedef alıyor. Normal laboratuvarların dönüştürülmesiyle üretilen Captagon tabletleri, çok düşük maliyetine karşılık, 1 dolardan 20 dolara da kadar alıcı bulabiliyor.

Geçtiğimiz hafta Suriyeli muhalifler, Suriye kıyı bölgelerindeki, merkezi Humus vilayetindeki ve Şam ile çevresindeki ana Captagon fabrikalarını ele geçirdi. 

Captagon’un Suriye’nin ekonomik can damarı olarak yükselişi, ülkenin uzmanların artık narko-devlet olarak adlandırdıkları bir yapıya dönüştüğünün altını çiziyor. Resmi gayrisafi yurtiçi hasılası sadece 9 milyar dolar olan Esad rejiminin captagon ticaretinden yılda 10 milyar dolar kadar gelir elde ettiği bile söyleniyordu.

Beşar Esad ve kardeşi Mahir Esad